Toksik Şok Sendromu aşısında sona yaklaşılıyor
Nadir rastlanan fakat yaşamı tehdit eden Toksik Şok Sendromu için aşı çalışmalarında bir adım daha geçildi.
Toksik Şok Sendromuna karşı geliştirilen aşıya artık bir adım daha yakınız.
Toksik şok sendromu (TSS), toksin üreten bakterilerin neden olduğu, nadir fakat potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durumdur.
Çoğu insan toksik şoku düşündüğünde akla gelen ilk risk faktörü genellikle yüksek emiciliğe sahip tamponlardır.
Ancak TSS sadece tamponlarla ve hatta menstruasyonla bağlantılı değildir; herkeste ortaya çıkabilir.
Tedavi edilmezse TSS organ yetmezliğine ve hatta ölüme yol açabilir.
Avusturya’da yapılan yeni araştırma, TSS’yi önlemenin bir aşıyla çok daha kolay olabileceği bir geleceğe dair bir fikir verdi.
Aday aşı rTSST-1v, en az iki yıl koruma sağlayabileceğini gösteren başarılı bir faz 2 klinik denemesini tamamladı.
Çalışmaya katılan 126 katılımcının %80’inden fazlası ilk dozdan sonra toksik şok sendromuna karşı koruma geliştirdi.
PhD Andreas Roetzer, çalışma hakkında “Aşı adayı, tüm TSS vakalarının %75’inden sorumlu toksin olan TSST-1’in detoksifiye edilmiş bir versiyonudur” ifadelerini kullandı.
Toksik şok sendromu aşısı nasıl çalışır?
TSS aşısı, vücudun TSS’nin başlamasını önleyebilecek nötrleştirici antikorlar üretmesini sağlamak için tasarlanmıştır.
Roetzer’e göre nötrleştirme yönü çok önemli çünkü semptomları durdurabilir ve antibiyotik tedavisi ihtiyacını azaltabilir.
Stony Brook Medicine’de kurul onaylı pediatrik bulaşıcı hastalıklar uzmanı MD Sharon Nachman, aşının beklenen etkinliğine bağlı olarak TSS’den gelen “tüm hastaneye yatışları önleyebileceğini” söyledi.
Aşının deneme verileri şu ana kadar umut vericiydi; çoğu katılımcının, aşının ilk dozunu aldıktan sonra antikorlarda dört kat artış (serokonversiyon) olduğunu gösteriyor.
Ve 18 ay sonra, katılımcıların %85’inden fazlası üçüncü aşıyı aldıktan sonra korumaya kavuştu.
Onaylandığı takdirde TSS aşısı, tetanoz aşısı gibi kas içinden verilecek.
Roetzer’in ekibi, ilk aşılamadan 60 ay sonra takip denemeleri yapmayı planlıyor ve iki dozluk aşının ömür boyu koruma sağlamak için yeterli olacağını umuyor.
Aşı Kimlere Uygulanır?
Roetzer, “toksik şok sendromunun menopoz öncesi kadınlar için menarş (menstrüasyon) başlar başlamaz geçerli olduğunu” söylerken, aşının herkese yönelik olması amaçlanıyor.
Tampon gibi adet ürünleri kullanmak TSS için bilinen bir risk faktörü olduğundan, gençler muhtemelen aşı için öncelikli gruplardan biri olacak.
Aşının onaylanması ne kadar sürecek?
Nachman’a göre TSS aşısının etkinliğini ve güvenliğini test etmek birkaç yıl alabilir.
Zamanlamanın büyük bir kısmı, kilit popülasyonların kim olduğunun belirlendiğine bağlı olacak.
Örneğin, adet görmeye yeni başlayan gençlerde TSS’yi önlemeye odaklanan bir çalışma, aşının oldukça uzun bir süre boyunca ne kadar iyi çalıştığının gözlemlenmesini gerektirecek.
Nachman, aşının daha büyük ölçekte TSS’yi önlemede güvenli ve etkili olduğunu kanıtlamak için 3. aşama klinik denemesinden geçmesi gerektiğini söyledi.
Denemenin bu kısmı genellikle birkaç yüz ila birkaç bin hastayı içerecek.
TSS’nin sadece adet döngüsü olan kadınları etkilemediğini hatırlatmak da önemli.
Bağışıklık sistemi zayıf olan hastaları, kronik yara enfeksiyonlarını, kronik hastalıkları ve ameliyat olan kişileri de etkileyebilir.
Onaylanmış bir TSS aşısı muhtemelen antibiyotik ihtiyacını azaltacak, hastaneye kaldırılmaları önleyecek ve hatta hayat kurtarabilecektir.