Hava kirliliği sedef hastalığı riskini artırıyor
PM 2.5 ve PM 10'a maruz kalmak sedef hastalığının gelişme riskini önemli ölçüde artırır.
Sedef hastalığına genetik yatkınlığı olan kişiler, yüksek düzeyde hava kirleticilerine maruz kaldıklarında dört kat daha fazla riskle karşı karşıya kalıyorlar.
Uzmanlar, sedef hastalığı aile öyküsü olanların, eğer erişilebilir bir seçenekse kirliliğin düşük olduğu bölgelerde yaşamayı düşünmeleri gerektiğini söylüyor.
JAMA Network Open’da yayınlanan son bir araştırmaya göre hava kirliliği sedef hastalığı riskini önemli ölçüde artırabilir.
Çalışmada, başlangıçta sedef hastalığı olmayan 474 bin 55 kişi de dahil olmak üzere 12 yıllık bir süre boyunca İngiltere Biyobankasından alınan veriler analiz edildi.
Araştırmacılar, ince partikül madde (PM 2,5) ve partikül madde (PM 10) gibi hava kirleticilerine maruz kalan kişilerin sedef hastalığı geliştirme riskinin daha yüksek olduğunu buldu.
PM 2.5 ve PM 10’daki her çeyreklik aralık artışında sedef hastalığı riski sırasıyla %41 ve %47 oranında artmakta.
Sedef hastalığında genetiğin önemi
Sedef hastalığına genetik yatkınlığı olan kişiler, düşük genetik yatkınlığı ve düşük maruziyeti olanlara kıyasla yüksek PM 2.5 ve PM 10 seviyelerine maruz kaldıklarında durumu geliştirme riskleri dört kattan fazlaydı.
Ancak genetik analiz yalnızca örneklemin %94’ünü oluşturan Beyaz Avrupalılarla sınırlıydı.
Harvard Tıp Fakültesi’nde dermatoloji profesörü olan Dr. Alexa Kimball şunları söyledi:
“Kirliliğin sedef hastalığını tetikleyebileceği kavramı başka bir çalışmada ortaya atılmıştı.
Burada gerçekten yenilikçi olan şey, yazarların, hassas bir genetik geçmişe sahip kişilerde sedef hastalığı riskinin özellikle kirlilik tarafından artırıldığını bulmuş olmalarıdır.
Kirliliğin neden sedef hastalığını tetiklediği net değil. Ancak cilt tahrişi veya akciğerlere maruz kalma sonucu tüm vücutta iltihaplanma olabilir.
Sedef hastalığı, sağlıklı cilt dokusuna saldıran bir otoimmün hastalıktır. Cilt hücrelerinin çok hızlı çoğalmasına neden olur ve sıklıkla kaşıntılı ve bazen ağrılı olabilen kalın, kırmızı, pullu lekelerle sonuçlanır.”
Kimball, sedef hastalığı konusunda aile geçmişi olan kişilerin, kirliliğin daha az olduğu bölgelerde yaşamayı düşünebileceklerini söyledi.
Texas Christian Üniversitesi Burnett Tıp Fakültesi’nde doçent ve sedef hastalığı tedavisiyle ilgili çok sayıda klinik çalışmada baş araştırmacı olarak görev alan Dr. Angela Moore, sedef hastalığı riskini azaltmanın daha erişilebilir yolları arasında sigara içmekten, aşırı alkol tüketiminden ve dövme ve piercing’lerden kaynaklanan cilt yaralanmalarından kaçınmak olduğunu söyledi.
Beta blokerler ve lityum gibi ilaçlar da sedef hastalığı riskinin artmasıyla bağlantılıdır.
Çalışmanın Birleşik Krallık’ta yapıldığını belirten Moore, bunun tüm dünyadaki sedef hastalığı vakaları ve hava kirliliği durumu için de geçerli olduğunu söyledi.
Hekimler hava kirleticileri ile iltihaplı deri hastalıkları arasındaki etkileşimlere dair kanıtlar birikmesine rağmen klinik önerileri destekleyecek verilerin eksik olduğunu belirtiyor.
Topikal nemlendiricilerin ve tedavilerin yüksek riskli bireyleri koruyup korumayacağı veya hava kirleticilerinin nüfuzunu artırıp artırmayacağı belirsiz.
Hastalara koruyucu giysi kullanmaları yönünde tavsiyede bulunmak sezgisel görünse de, böyle bir önerinin etkinliğini destekleyen çok az veri var.