Çocuklarda soğuk alerjisi hayati risk taşıyor
Çocuklarda görülen soğuk alerjisi geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor. Peki, soğuk alerjisi nedir? Çocuklarda soğuk alerjisi belirtileri nedir?
Toplumumuzda fazlaca bilinmeyen alerjilerin başında soğuk alerjisi geliyor. Kişilerin günlük hayatlarını olumsuz etkileyen bu alerji, özellikle çocukluk döneminde ciddi sorunlar yaşanmasına yol açıyor. Peki, soğuk alerjisi nedir?
Alerji nedir?
Alerji vücudumuzda bulunan antikorların, başkaları için zararsız olabilecek maddelere karşı savaş açması ve reaksiyon oluşturmasıdır. Bu maddeler toz, besinler, solunum yolu ile alınan maddeler, polen, akarlar ve hayvan tüyleri olabilir. Alerji her yaş gurubunda görülebilir.
Soğuk alerjisi nedir?
Soğuk alerjisi soğuğun temas ettiği deride bazı reaksiyonların görülmesine neden olan hastalıktır. Bu hastalığa sahip olan kişilerde derinin soğuk ile temas eden kısımlarında kızarıklık, kabarma ve kaşıntı gibi semptomlar görülmektedir. Soğuk alerjisi yalnızca kış mevsiminde değil yaz aylarında da kişileri olumsuz etkileyebilir.
Soğuk alerjisi belirtileri nelerdir?
Soğuk ile temas eden bölgede kaşıntı ve kızarıklık
Soğuğun temas ettiği bölge özellikle yüz ve ellerde şişlik meydana gelir.
Bu alerjiyle karşı karşıya olanların cildinde döküntüler görülebilir.
Nadir durumlarda nefe darlığı yaşanabilir. Özellikle soğuk yiyecek ve içecek tüketmek ileri derecede soğuk alerjisi olanlarda nefes almayı zorlaştırabilir.
Soğuk alerjisi çoğu zaman baş ağrılarını tetikler.
Çocuklarda soğuk alerjisi hayati risk taşıyor
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, soğuk alerjisinin kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık ve şişme gibi bulgularla kendini gösterdiğine dikkati çekti. Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, çocuklarda görülen soğuk alerjisinin yetişkin bireylerde görülebileceğini belirterek “Soğuk alerjisi, soğuk ürtikeri ya da halk arasında soğuğa bağlı kurdeşen dökmek olarak da adlandırılır. Soğuk alerjisi, hassas vücut yapısına sahip olan bireylerde soğukla temas eden bölgelerdeki alerji hücrelerin uyarılması sonucu derimizden histamin olarak adlandırdığımız maddenin fazla miktarda salınmasıyla ortaya çıkan ve herhangi bir yaşta görülebilen klinik bir bulgudur” diye konuştu.
Buz küpü testiyle alerji olup olmadığını anlayabilirsiniz
Soğuk alerjisinin özellikle soğuk ve rüzgârlı havalarda kendini gösterdiğine değinen Prof. Dr. Nacaroğlu, şöyle devam etti: “Belirtiler özellikle soğuk hava, rüzgâr ve soğuk sıvılara maruziyet sonrası, soğukla temas eden bölgelerde kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık ve şişme gibi bulgularla kendini gösterir. Buz küpü testi, soğuk alerjisi tanısı koymak için en sık kullanılan testtir. Bu test sırasında bir buz küpü veya 0-4 derece soğukluğundaki cisim ön kolda deriye 5 dakika süreyle temas ettirilir. Derinin daha sonrasında 10 dakika kadar ısınması beklenir. Isıtılma sonrasında derinin buzla temas eden bölgesinin kızarıp şişmesi ile tanı kesinleşmiş olur.”
Çocuğunuzun yaşamı tehdit altında olabilir
Prof. Dr. Nacaroğlu, çocukların en ufak soğuğa maruz kalma anında alerjik şok yaşayabileceğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “Soğuk alerjisi, nadir de olsa anafilaksi olarak adlandırdığımız alerjik şok tablosuna yol açarak yaşamı tehdit edebilir. Şiddetli olan vakalarda soğukla temas edildiği taktirde anafilaktik şok tablosu diye belirttiğimiz; aniden gelişen bayılma, nefes darlığı, solunumda zorluklar, kan basıcının aniden düşmesi, kalp atışlarında düzensizlik ve nabzın artması gibi ciddi klinik bulgular meydana gelebilir. Örneğin; soğuk duş alma veya soğuk havuza girme gibi çok geniş cilt alanı soğuğa maruz kaldığında alerjik şok tablosu oluşabilir. Bu yüzden alerjik şok veya ciddi reaksiyon öyküsü bulunan hastalara adrenalin içeren hazır enjektör kitleri reçete edilmelidir ve bu kitlerin kullanımı hakkında ailelere eğitim mutlaka verilmelidir.”
Doğru müdahale hayati öneme sahip
Çocuklarda eldiven, bere ve kalın çorap gibi aksesuarlar kullanarak koruma altına alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nacaroğlu, “Soğuk havalarda mutlaka kalın giyinmeli ve deri dokusunun olabildiğince az bir bölümünün soğuk ile temas kurması sağlanmalıdır. Özellikle soğuk hava şartlarında kalın ve rüzgâr geçirmeyen kıyafetler tercih edilmelidir. Eldiven, bere, atkı ve kalın çorap gibi aksesuarlar kullanmak gerekir. Soğuk alerjisi olan çocukların ebeveynleri özellikle soğuk hava şartlarında çocuklarının dışarıda spor yapmaktan kaçınması sağlanmalı ve dışarıda çocuğunun vücut sıcaklığını düzenli aralıklarla kontrol etmelidir. Yine soğuk alerjisi bulguları olan ebeveynlerin soğuk alerjisi ile ilgili olarak bir çocuk alerji uzmanına başvurması önemlidir. Alerji uzmanın önerilerine uygun bir tedavi planı oluşturulmalı ve düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemeleri gerekir. Ayrıca ebeveynlerin acil durumlarda doğru müdahaleyi yapma konusunda bilgi sahibi olması önemlidir” dedi
İlaçların doğru kullanımı önemli
Prof. Dr. Nacaroğlu, her çocuğun hastalık sürecinde gösterdiği semptom farklı olduğu için tedavi sürecinin ona göre planlanması gerektiğine dikkati çekerek, “Soğuk alerjisi olan bireylerin bu alerjiden korunmak için yapabileceği en önemli şey soğuktan uzak durmak olacaktır. Çocuğunuzun soğuk alerjisi varsa, kış döneminde sıcak tutan giysiler giymelerini sağlamayı unutmamak gerekir. Her çocuğun hastalık ciddiyeti farklı olduğu için, etkili tedavi için çocuğun semptomlarına ve önceki şikâyetlerine uygun bir yaklaşım belirlenmelidir. Antihistaminik ilaçlar, soğuk alerjisinde salgılanan histamin ve histamine bağlı bulguları azaltmaktadır. Hastalara soğuğa çıkmadan önce antihistaminik ilaçların verilmesi bulguların hafifletilmesinde yardımcı olabilmektedir. Her çocuğun durumu farklı olduğundan, alerji doktorunuzun önerilerine uygun olarak hareket etmek gerekir. Bu şekilde çocuğunuzun soğuk alerjisiyle başa çıkması ve günlük hayatını rahatça sürdürmesi mümkün olabilecektir” diyerek sözlerini sonlandırdı.