Kanser HastalıklarıSağlık Haberleri

Sicca Sendromu: Kuru Göz Hastalığının Yaygın Nedeni

Uzun süre bilgisayar başında oturan veya güçlü ısıtıcı havaya maruz kalan herkes, göz kuruluğu ve tahrişi sorununu bilir. Sjögren Sendromu ise bunun en yaygın nedenlerinden biri.

Kuru göz hastalığına sahip her beş kişiden biri bu tür semptomlarla ilişkili olan Sicca Sendromundan muzdariptir. Bunun nasıl olduğunu ve tedavinin nasıl göründüğünü açıklıyoruz: Sicca Sendromu…

Sicca Sendromu özellikle yaşlandıkça ortaya çıkan, gözyaşı ve tükürük bezlerinin daha az salgı üretebilmesiyle ilgili bir durumdur.

Sicca Sendromu Nedir? Sjögren Sendromu ile Farkı

Göz kuruluğu gözyaşı sıvısının eksikliğinden kaynaklanır. Sonuçları kaşıntı, yanma, gözlerde kırmızılık ve ışığa karşı hassasiyettir. Kuru gözler ayrıca sikka sendromu veya sikka semptomları olarak da bilinir. Sicca sendromunda kornea ve konjonktiva yırtıklarla yeterince nemlendirilemediği için doktorlar göz yüzeyindeki yağlanma bozukluğundan da söz etmektedir. Ancak sadece gözler değil ağız da sıklıkla kurur (kserostomi).

Sicca sendromundan sıklıkla 1933 yılında İsveçli göz doktoru Henrik Sjögren tarafından keşfedilen Sjögren sendromuyla aynı şekilde bahsedilir. Her iki hastalık da göz ve ağız kuruluğu gibi semptomlara neden olur. Bu nedenle her iki sendrom sıklıkla eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak bu tıbbi açıdan doğru değildir.

Sjögren sendromu kronik inflamatuar bir otoimmün hastalıktır. Bağışıklık sisteminin bazı kısımları vücuttaki salgı üreten bezlere yöneliktir. Bu, mukoza zarlarının kurumasına ve gözyaşı ve tükürük akışının azalmasına neden olur.

Bu nedenle Sjögren sendromu bağımsız bir klinik tablo olarak veya ankilozan spondilit, lupus eritematozus veya romatoid artrit gibi romatizmal hastalıkların bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir.

Sjögren sendromunun nedenleri araştırılmamıştır. Enfeksiyonların, stresin veya hormonal dengedeki değişikliklerin rol oynadığından şüpheleniliyor.

Sicca Sendromunun Formları

Doktorlar Sicca sendromunu iki forma ayırıyor. İlk varyant olan hipovolemik formda, göz çok az gözyaşı sıvısı üretir ve bu nedenle kurur. Hiperevaporatif formda ise gözyaşı filminin bileşimi bozulur. Gözyaşı filmi homojen bir sıvı olmayıp üç katmana bölünmüştür.

En alttaki, doğrudan gözün korneasında bulunan mukoza veya müsin tabakasıdır. Üstte sulu bir tabaka vardır ve lipit tabakasının yağlı filmi ile kapatılmıştır. Bozulan bileşim nedeniyle gözyaşı sıvısı daha hızlı buharlaşır. Sıvı yeterli miktarda üretilmesine rağmen gözü yeterince nemli tutamaz. Gözyaşı bezi daha sonra sıklıkla ekstra gözyaşı sıvısı üretir ve böylece gözler sulanmaya başlar.

Sicca Sendromu Belirtileri

Sicca sendromunun tipik semptomları arasında kuru, kırmızı gözler bulunur. Gözyaşı sıvısının azalması nedeniyle gözler daha sık tahriş olur ve onlara daha fazla kan gider, bu nedenle göz beyazları kırmızıya döner.

Ayrıca tipik belirtiler arasında bulanık görme, gözlerin çabuk sulanması, ışığa karşı hassasiyet, sabahları göz kapaklarının birbirine yapışması ve gözde yabancı cisim hissi yer alır. Ancak ağzın köşelerinde iltihaplanma, ses kısıklığı, kanserli yaralar, dudak iltihabı ve düşük dudak nemi gibi semptomların eşlik ettiği ağız kuruluğu da Sicca sendromunun tipik belirtileridir.

Kuru gözlerin nedenleri

Sicca sendromunun nedenleri geniş kapsamlıdır. Bazı hastalıkların yanı sıra hormonal değişiklikler, alerjiler veya dış etkiler de semptomlara neden olabilir. Kuru gözlerin diğer olası nedenleri şunlardır:

Sjögren sendromu
Klima, ısıtma
Bilgisayar
Saman nezlesi ve diğer alerjiler
hormonal dalgalanmalar
kontak lens
Tiroid hastalıkları

Yaşlandıkça vücut daha az gözyaşı ürettiğinden Sicca Sendromu gelişme riski artar, bu da gözlerin daha çabuk kuruması anlamına gelir.

Genç yaşlarda kadınlar, kadın cinsiyet hormonları nedeniyle daha yüksek göz kuruluğu riski altındadır. Birkaç yaşam tarzı değişikliği yaparak önlenebilecek dış risk faktörleri de vardır. Buna yoğun ekran çalışması ve aşırı televizyon izleme de dahildir.

Bilgisayarınızda çalışırken her zaman düzenli molalar verdiğinizden, gözlerinizin odada dolaşmasına izin verdiğinizden ve bilinçli olarak sık sık göz kırptığınızdan emin olun.

Düzenli havalandırma ve kısa yürüyüşler de gözleri canlandırıcı bir etki yaparak rahatlamanıza yardımcı olur. Bu özellikle kontakt lens kullananlar için önemlidir. Temiz hava sadece gözlere iyi gelmekle kalmaz, aynı zamanda korneanın daha iyi oksijen almasına da yardımcı olur.

Teşhis: Sjögren sendromu mu yoksa “sadece” kuru gözler mi?

Sjögren sendromunun göz kuruluğu ve ağız kuruluğu gibi ilk semptomlarının birçok nedeni olabileceğinden ve başlangıçta Sicca sendromuna işaret ettiğinden, otoimmün hastalığın ayırıcı tanısı sıklıkla çok geç konur. Şüphe varsa doktor genellikle tükürük veya gözyaşının çok az olup olmadığını kontrol etmek için Schirmer testini kullanır.

Bunu yapmak için gözün konjonktival kesesine bir turnusol kağıdı şeridi yerleştirilir. Kağıt renkliyse yeterli gözyaşı sıvısı vardır. Daha sonra ağız kuruluğunun olup olmadığını kontrol etmek için Sakson testi adı verilen test kullanılır. Hastanın gazlı bezi iki dakika boyunca çiğnemesi gerekir. Doktor daha sonra materyale bulaşan tükürük miktarını ölçer.

Gözyaşı filminin kalitesini değerlendirmek amacıyla, göz açıp kapayıncaya kadar gözyaşı filminin yırtılması arasındaki süreyi belirlemek için bir yarık lamba kullanılır. Bunun için hastanın korneası bir boya ile renklendirilir ve gözyaşı filminin yağ içeriği belirlenir. Ağız kuruluğu varsa tükürük akışı ölçülür. Sjögren sendromlu birçok hastada SS-A ve SS-B otoantikorlarının yüksek olduğu tespit edildiğinden kan testi yapılır.

Sjögren sendromu şüphesi doğrulanırsa doktor ultrason, sintigrafi, sialografi ve manyetik rezonans görüntüleme gibi görüntüleme tekniklerini kullanarak tükürük bezlerini inceleyebilir ve ardından biyopsi yapabilir. Sjögren sendromu bu şekilde kanıtlanabilir veya dışlanabilir.

Sicca semptomlarını tedavi edin

Kuru göz veya ağız için çeşitli tedavi seçenekleri vardır.

Bunlar arasında göz damlası alınması, gözlerin ışıktan korunması, yatmadan önce göz merhemi kullanılması, sıvı alımının arttırılması, ağız hijyeninin tam olarak sağlanması, şekersiz sakız çiğnenmesi ve mevcut tükürük taşlarının alınması yer alır.

Sjögren sendromlu hastalarda göz ve ağız bölgesindeki belirtiler de hafifletilebilmekte ve ilaç tedavisiyle romatizmal yan etkiler tedavi edilebilmektedir. Ancak hastalığın hâlâ tedavisi mümkün değil.

Genel olarak, gözleriniz kuruysa, etkilenenlerin hızlı hareket etmesi ve tedavi görmesi gerekir, aksi takdirde kurumuş kornea nedeniyle göz yüzeyi ciddi şekilde zarar görebilir. Bu, gözün artık odaklanamadığı ve görmenin bozulduğu anlamına gelir.

Bilim Dergisi

Hipokrat Sağlık ve Bilim Dergisi olarak sizlere sağlıklı bir yaşamın sırlarının vereceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu