Adet düzensizliği kesinlikle ihmal edilmemeli
Pek çok kadının yaşadığı adet düzensizliği sorunu aslında sanıldığı kadar masum değil. Prof.Dr. Selahattin Kumru, adet düzensizliği yaşayan kadınlara seslendi ve 'ihmal etmeyin' dedi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, tedavisi mümkünken ciddiye alınmayan düzensiz kanamaların önemli bir sağlık sorununun habercisi olabileceğini kaydetti.
Adet düzensizliğinin altında ciddi bir sorun yatabilir
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, adet düzensizliğinin ve fazla kanamanın altında ciddi sağlık sorunlarının yatabildiğini belirtti.
Adet düzensizliği, endometrial dokunun kalınlaşması, yumurtlama eksikliği, miyom, polip veya kistler, kullanılan hormonal ilaçlar, enfeksiyonlar ve rahim veya yumurtalıkların kötü huylu kitleleri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebildiğini dile getiren Kumru, düzensiz seyreden kanamaların ciddiye alınması gerejtiğini ve vakit kaybetmeden hekime başvurulması gerektiğini kaydetti.
Ortalama 28 günde bir gerçekleşen adet döngüsü sırasında gebeliğe hazırlık olarak hormonların etkisiyle rahmin iç yüzeyini oluşturan endometrium tabakasının kalınlaşıp olgunlaştığını, gebelik olmaması durumunda bu tabakanın, bir sonraki aya hazırlık için döküldüğünü belirten Kumru, adet döngüsündeki bozulmaların altında yatan hastalıklara dikkat çekti.
Adet döngüsünün takibi önemli
Adet döngüsünün, adet kanamasının başladığı birinci günden bir sonraki adetin ilk gününe kadar geçen süreyi ifade ettiğini belirten Dr. Selahattin Kumru, bu döngünün normal olarak 21 ile 35 gün arasında olması gerektiğini ifade etti.
Safranın 6 faydası… Safran ekstresi ile gençleşin
Daha sık veya seyrek, daha uzun, daha yoğun veya ara kanamaların adet düzensizliği olarak kabul edildiğini işaret eden Kumru, “Bu döngünün takip edilmesi son derece önemlidir. Döngüde normalden farklı olarak bozulmalar meydana geliyorsa bu durumun nedeni araştırılmalıdır. Kadınlar bu konuda duyarlı olmak durumundalar. Aksi halde altta yatan hastalıkların tedavi edilmemesi istemediğimiz kötü sonuçlara neden olabilir. Adet düzensizliğinin, endometrial dokunun kalınlaşması (endometrial hiperplazi), yumurtlama eksikliği, miyom, polip veya hormon salgılayan kistler, kullanılan hormonal ilaçlar, enfeksiyonlar ve rahim veya yumurtalıkların kötü huylu tümörleri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişir. Adet düzensizliği şikayetiyle başvuran bir kişinin, hekim tarafından tıbbi öykü ve jinekolojik muayene ile değerlendirilir, ultrasonografik incelemeler yapılır ve gerekirse daha ileri testler yapılır” dedi.
Kumru, tanı sonrasında, adet düzensizliğine neden olan temel tıbbi durumun belirlenmesi ve buna göre de tedavi düzenlenmesinin öneminin altını çizdi.
Düzensiz kanamalar ciddiye alınmalı
Kumru, düzensiz ve fazla adet kanaması olan kadınların bazen bu durumu ciddiye almadıklarını oysa bu durumun genellikle başka bir sağlık sorununun belirtisi olup, temel nedenin bulunarak bu sorunun ortadan kaldırılmasına odaklanılması gerektiğini söyledi.
Adet kanamalarının miktar ya da süre olarak artmış olması, ara kanamaların varlığı gibi durumlarda özellikle de 35 yaş üstü kadınlarda kanama nedeninin araştırılmasının ve tespit edilen nedene yönelik tedavi planlanmasına önem verilmesinin en doğru yöntem olduğunu ifade eden Kumru, “Kanama nedeni araştırılırken rahim içinden patolojik inceleme için örnek alınmasın önemlidir. Düzensiz adet kanamalarının nedenini araştırılırken rahim içinin teşhise dair küretaj ya da histeroskopik inceleme gibi yöntemler ile rahim içinden biyopsilerin alınması, alınan biyopsi örneklerinin patolojik incelemesi ve bu incelemenin sonucuna göre tedavi planlanmasının en doğru yaklaşımdır. Düzensiz adet kanamaları ve özellikle de toplamda artmış kanama ile karakterize kanamaları olan kadınlarda, rahim içinin incelenmesi gerçekleştirilmeden tedavi planlanmaya çalışılmasının doğru değildir. Rahim içindeki sorunun ne olduğu anlaşılmadan verilen tedavilerin özellikle kötü hastalıkların varlığı durumunda tedavide gecikmelere neden olabilir, bu tür yaklaşımlardan sakınılması gerekir” ifadelerine yer verdi.
Selahattin Kumru kimdir?
Prof. Dr. Selahattin KUMRU Konya’nın Beyşehir İlçesi’nde dünyaya geldi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1993 yılında mezun oldu. Yozgat, Sorgun Çiğdemli Sağlık Ocağı’ndaki mecburi hizmeti ve Isparta, Keçiborlu, Senir Sağlık Ocağı’ndaki çalışmasından sonra 1995-2000 yılları arasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde uzmanlık eğitimini tamamladı. Aynı fakülte ve bölümde 2000 yılında yardımcı doçent doktor olarak göreve başladı. Aynı yıl içinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Jinekolojik Onkoloji Bölümü’nde, 2005 yılında ise İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Perinatoloji Bölümü’nde çalıştıktan sonra, 2006 yılında Doçent Doktor ünvanını aldı ve 2008 yılına kadar burada görevine devam etti.
2008 yılında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde Klinik Şefi olarak göreve başladı. 2010-2011 yılları arasında PennState University College of Medicine Department of Obstetrics and Gynecology, Division of Maternal and Fetal Medicine, PA’da gözlemci olarak yer aldıktan sonra 2012 yılı mart ayına kadar Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’ndeki klinik şefliği görevine devam etti.
2012 yılında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD’da Profesör olarak göreve başladı ve Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini üstlendi. 2013 yılında Cincinnati Children’s Hospital Fetal Care Center OH, USA da “Anne Karnında Ameliyat ve Tedaviler” ile ilgili bilgi ve görgüsünü artırmak amacıyla gözlemci olarak çalıştı. 2013-2015 yılları arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’nda ve Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde profesör ve klinik eğitim ve idari sorumlusu olarak görev yaptı.
Haziran 2015 ile Temmuz 2020 tarihlerinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD’da Profesör ve ABD başkanı olarak ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD, Perinatoloji Bilim Dalı’nda Bilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı.
2020 yılı Eylül ayından itibaren kendi kliniğinde hizmet vermektedir.
Prof. Dr. Selahattin Kumru, birçok sayıda doktora tezine idarecilik yapmış ve çok sayıda projede yürütücü olarak görev almış ve tamamlamıştır. Ulusal ve uluslararası dergilerde yayımlanmış ve kongrelerde sunulmuş çok sayıda makalesi ve sunusu mevcuttur. Çok sayıda ulusal ve uluslararası kongrede davetli konuşmacı olarak görev almıştır.
Türk Perinatoloji Derneği, British Endocrine Society, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM), Obstetrik ve Jinekolojik Ultrasonografi Derneği, Uluslararası Kadın Doğum ve Jinekolojik Ultrasonografi Derneği (International Society of Ultrasonography in Obstetrics and Gynecology) üyesi olup, Türk Nöroendokrinoloji Derneği Kurucu Üyesi ve Akdeniz Sağlık Eğitim Derneği Kurucu Üyesi ve Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. 2018 yılında Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Antalya Şubesi Başkanlığına seçilen Prof. Dr. Selahattin KUMRU 2021 Nisan ayına kadar başkanlık görevini sürdürmüştür. Prof. Dr. Selahattin KUMRU evli ve ikiz çocuk babasıdır.