Demans hakkında korkutan açıklama!
Halk arasında bunama olarak bilinen deman hastalığının dünya genelinde 2050’ye kadar üç kat artacağı ifade edildi.
Bunama adıyla da bilinen demansın kişinin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız olarak sürdürmesini zorlaştıran, birden fazla bilişsel işlevde kalıcı ve ilerleyici bozukluklara yol açan bir sendrom olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yakup Türkel, “Tahminlere göre 2050 yılına kadar demans görülme sıklığı Avrupa’da iki katına, dünyada ise üç katına çıkacaktır” dedi.
Halk arasında ‘bunama’ olarak bilinen demansın, kişinin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız olarak sürdürmesini zorlaştıran ve birden fazla bilişsel işlevde kalıcı ve ilerleyici bozukluklara yol açan bir sendrom olduğunu belirten VM Medical Park Samsun Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yakup Türkel, bilgilendirmede bulundu.
Demans 65 yaş üstünde daha sık görülüyor
Demansın en yaygın nedeninin Alzheimer hastalığı olduğunu işaret eden Doç. Dr. Yakup Türkel, “Bu hastalık özellikle 65 yaş üzeri bireylerde sık görülür. Vasküler, lewy cisimcikli, ve frontotemporal demans gibi çeşitli türleri de bulunmaktadır.
Günümüzde insan ömrünün uzamasıyla birlikte hastalığın görülme sıklığında artış gözlenmektedir. Tahminlere göre, 2050 yılına kadar demans görülme sıklığı Avrupa’da iki katına, dünya genelinde ise üç katına çıkacaktır” diye konuştu.
Demans belirtileri nelerdir?
Hastalığın en belirgin semptomunun hafıza kaybı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Türkel, ancak hafıza kaybının farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabileceğini ve yalnızca hafıza kaybının demans teşhisi anlamına gelmediğini belirtti.
Doç. Dr. Türkel, demansın diğer yaygın belirtileri arasında bilişsel değişiklikler, iletişim ve dil problemleri, görsel ve mekânsal yeteneklerde zorluk, muhakeme ve problem çözme güçlüğü, karmaşık görevleri yerine getirmede zorluk, planlama güçlüğü, koordinasyon ve motor fonksiyonlarda zorluk, karışıklık ve yönelim bozukluğu, psikolojik değişiklikler, kişilik değişiklikleri, depresyon, kaygı, uygunsuz davranışlar ve halüsinasyonların yer aldığını dile getirdi.
“Tiroit problemleri de benzeri semptomlara neden olabilir”
Hastalığın sinir hücrelerinin ve beyindeki bağlantıların hasar görmesi veya kaybı sonucunda ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Türkel, “Hastalık etkilediği beyin bölgelerine bağlı olarak, belirtiler ve yakınmalar farklılık gösterebilir.
Hastalar genellikle beyindeki anormal proteinler ve bağlantısal hasarlarla ilişkilendirilir, ancak bazı hastalıklar, ilaçlar, vitamin eksiklikleri ve tiroit problemleri de hastalıkta görülen benzeri semptomlara neden olabilir. Bu yüzden bunlar da araştırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Alzheimer için ilaç çalışmaları sürüyor
Alzheimer hastalığının en sık görülen türü olduğunu ve son 10 yılda bu hastalığın erken teşhisine yönelik önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurgulayan Doç. Dr. Türkel, “Kan testleri, beyin omurilik sıvısından bakılan biyobelirteçler, genetik testler ve beyin görüntüleme yöntemleri gibi gelişmiş tekniklerle Alzheimer hastalığı diğer demans türlerinden ayırt edilebilir ve hastanın doğru tedavisi planlanabilir. Ayrıca, umut verici ilaç tedavileri üzerinde hala yoğun çalışmalar devam etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Sağlıklı yaşam önerisi
Alzheimer hastalığından korunmak için sağlıklı bir beslenme düzeni, düzenli uyku, stresin azaltılması, depresyon ve diğer sistemik hastalıkların tedavisi önemine dikkat çeken Doç. Dr. Türkel, “Aerobik egzersizlerin bilişsel ve düşünce fonksiyonlarını artırdığı gösterilmiştir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, beyin sağlığını korumak için önemlidir” dedi.
Demansta erken teşhis önemli
Demansın tedavisinin altta yatan nedenin belirlenmesine ve buna yönelik tedavilere dayandığını belirten Doç. Dr. Türkel, “Alzheimer tedavisi için bazı ilaçlar mevcuttur ve semptomları hafifletebilir, ancak şu anda hastalığı tamamen tedavi edebilecek bir ilaç bulunmamaktadır. Bununla birlikte, erken teşhis ve uygun tedaviyle yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirilebilir” diye konuştu.
“Farkındalık artırılmalı”
Demansın bireylerin ve ailelerinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. Türkel, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu nedenle hastalıkla ilgili farkındalığın artırılması, erken teşhis ve uygun bakımın sağlanması büyük önem taşır. Çünkü erken teşhis ve uygun tedaviyle hastalığın etkileri hafifletilebilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Ayrıca, bu hastalığı yaşayan bireylerin ve ailelerinin desteklenmesi, psikososyal ve pratik yardım sağlanması da gereklidir.”
Doç. Dr. Yakup Türkel Kimdir?
Doç. Dr. Yakup Türkel Eğitimini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlamıştır.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tokat Erbaa Devlet Hastanesi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kırıkkale Özel Yaşam Hastanesi’nde deneyimlerini ve uzmanlığını geliştirmiştir.
Türk Nöroloji Derneği, Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği, Tüm Uyku Tıbbı ve Araştırmaları Derneği, Nörodejenaratif Hastalıklar Derneği, Uluslararası Parkinson ve Hareket Bozuklukları Derneklerinede Mesleki üyelikleri bulunmaktadır.
2 Yorum